Kitap Yorumu: Kurtlara Söyle Eve Döndüm - Carol Rifka Brunt
Kurtlara Söyle Eve Döndüm –
Carol Rifka Brunt
Orijinal Adı: Tell The Wolves
I’m Home
Çevirmen: Bahar Çelik
Sayfa Sayısı: 513
Baskı Yılı: 2013
Yayınevi: Martı Yayınları
Arka Kapak
Aşk insanı büyütür;
önce hissettirdiği tarifsiz mutluluk sonra kaybetmenin verdiği derin acıyla...
Günün birinde
kimselere bahsedemeyeceğiniz türde bir sevgiye kapılırsanız?
En derine gömmeniz
gereken ve ne kadar uğraşsanız da bir türlü peşinizi bırakmayan. Yok olup
gideceğine zamanla daha da büyüyerek varlığınızı kaplayan ve sonunda ta
kendiniz olup size dönüşen bir sevgiye?
Her bitişin yeni
başlangıçlara açılan bir kapı olduğunu hatırlatan Kurtlara Söyle Eve Döndüm,
önyargıların yalnızca gerçek sevgiye boyun eğdiğinin de güzel bir kanıtı...
Alıntılar
Her şeyi en ince
ayrıntısına kadar inceleyerek gördüğüm her şeylerin içinde bir düzen bulmaya
çalışıyordum. Yeterince dikkatli bakarsam belki de dünyanın parçaları bir araya
gelip anlayabileceğim bir bütün oluşturur umuduyla yapıyordum bunu.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . .
Ve bir de kurt.
Boyayı metal kutusuna koyarken bir an, onu görmüştüm yine. Hâlâ oradaydı, hâlâ
negatif alanın gölgesinde, oracıkta saklanıyordu.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . .
Hayat giderek
daralan bir tünel gibiydi.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . .
Ve deliler gibi
gülmüş, gülmüş, gülmüş olmanın, geriye hiçbir şey kalmayana dek ağlamış olmanın
vermiş olduğu o his. Ama bir dinginlik hissi. Dinginliklerin en güzeli. O
geceyi işte böyle hatırlıyorum. O geceyi hep böyle hatırlamak istiyorum.
Merhaba arkadaşlar,
nasılsınız? Ben iyi diyelim iyi olalım halindeyim. Benim için çok yorucu ve
üzücü bir haftaydı. Bu hafta içinde pek
kitap okuyamadım haliyle.
Bu kitabı
bitirdikten sonra Zehir Ustasına başlayacaktım ama dolapta kuzenimden aldığım
Küçük Prens’i görünce onu okuyayım dedim. Büyük ihtimalle onun yorumunu girmem.
Küçük Prens bu sonuçta bir şey söylememe gerek var mı? Siz bu aralar neler
okuyorsunuz?
Gelelim kitabımıza…
Kitabın konusundan kısaca bahsedecek olursam, 14 yaşındaki June yaşıtlarından
oldukça farklı bir kız. Orta çağ hayranı, oldukça olgun karakteri, sevgiye
bakış açısıyla bile bambaşka bir karakter. June, aynı zamanda AIDS hastası olan
dayısı Finn’e çok bağlıdır. Finn son zamanlarında June ve ablası Greta’nın
portresini çizer.
Ama asıl olaylar
Finn’in ölümünden sonra başlıyor. June, Toby’i – Finn’in erkek arkadaşı- ilk
kez cenazede görüyor. Ve öğreniyor ki Toby Finn’in katilidir. Son anlarında
yanında olan kişi. Daha sonra Toby’nin çabalarıyla June ve Toby birbirlerini
tanımaya başlarlar. Kitap boyunca June’un Toby’i ve Finn’e ait olduğunu
düşündüğü özelliklerin, eşyaların aslında Toby’nin olduğunu ve Toby ile Finn
arasındaki iletişimin ne derece olduğunu öğrendiği zamanları görüyoruz. June ve
Toby’nin ilk başlardaki çekingenlikleri daha sonraları dostluğa dönüşen
iletişimleri muhteşemdi.
June ve Greta’nın
iletişimleri de ayrı bir konu. Greta ilk başlarda oldukça gıcık bir tip
olmasına rağmen zaman ilerledikçe davranışlarının altında yatanları görünce
sevmeye başlıyorsunuz.
Kitapta değinmek
istediğim birçok yer var ancak spoiler vermek ve kitabın büyüsünden sizi mahrum
etmek istemediğimden konuyu yarım yamalak anlatmış olabilirim, affedin lütfen.
Kitap birçok yönden
fazlasıyla etkileyiciydi. Gerek karakterler, gerek anlatımı, gerekse iletişim
ve hissettirdikleri açısından çok zengin bir kitaptı.
Kitapta en hoşuma
giden şey sevgiyi işleyişiydi. Öyle bir sevgi ki hiçbir şekilde cinselliğe dayandırılmayan
gerçek saf sevgi. Muhteşemdi.
Olay örgüsü ve
anlatımı çok iyiydi. Ara ara geçmişten kopup gelen parçalar ve Finn’in kitabın
ilk başında ölmesine rağmen kitabın sonuna kadar var olması harikaydı. Karakterler
muhteşemdi.
Yine de kitaba hak
ettiği özeni gösteremediğimi düşünüyorum. Mutlaka tekrar okuyacağım bu kitabı. Herkese
tavsiye ediyorum. Mutlaka okunması gereken bir kitap.
Puanım
Sevgiyle Kalın…
Yorumlar
Yorum Gönder